Bebekler ilk doğduğu anda yoğun bir emme isteği vardır. Bebekler özellikle doğumdan sonraki ilk 2 saat içinde aktif ve uyanıktır.
Doğumdan sonra bu ilk 2 saat içinde emme refleksi çok güçlüdür ve içgüdüsel bir şekilde memeyi yakalama isteği vardır. Bebeklerde doğumdan sonraki bu ilk 2 saati izleyen dönem derin uyku dönemidir. Doğum boyunca yorulmuş olan bebek dinlenmek üzere uykuya geçecektir.
Doğumdan hemen sonra var olan bu emme isteğinin yüksek olması nedeni ile bebeğinizi meme ile doğumdan sonraki ilk 1-2 saat içinde tanıştırmak en iyisi ve en doğrusudur.
Unutmayın sezaryen doğumlarda bu ilk 2 saat ameliyathanede geçtiği için ten tene temas mümkün değildir. Ve yine sezaryen doğumlarda bu ilk 2 saat kaçırıldığı için anne bebeğini ilk gördüğünde o aktif dönemi izleyen derin uyku dönemine geçilmiş olur. Bu şekilde uyku halinde olan bir bebeği emmeye ikna etmek çok zordur.
Doğumdan hemen sonra bu meme ile olan ilk temas sadece güvenilir süt yapımını sağlamakla kalmaz. Aynı zamanda bebeğin anne memesi ile olan ilk karşılaşması ve emme işlevi anne rahminin kasılmasını sağlayacak hormonlarında salınımını uyarır. Anne rahminin doğumdan hemen sonra kasılması anne rahminin hızla toparlanmasını sağlayarak annenin doğum sonrası olan kanamasını da belirgin şekilde azaltır. Anneyi de doğum sonu kanamadan korur.
Bebek doğduktan sonra yapılan ilk emzirme seansında anne memeyi dolgun hissetmeyecektir. Birçok kez anneler bu durumu “sütüm yok” olarak ifade eder. Ancak bu ilk emzirme esnasında memede var olan kolostrum bebeğiniz için yeterli olacaktır. Vücudunuz yağlı, daha beyaz ve krema şeklindeki süt oluşturana kadar ilk birkaç gün kolostrum oluşmaya devam edecektir. Birçok anne beyaz ve kremamsı süt gelene kadar olan dönemi “süt gelme dönemi” olarak adlandırır. Yani birçok anne kolostrumun en değerleri sütlerden biri olduğunu görmezden gelir.
İLK BESLENME
Bebek doğduktan sonra bebeğin anne ile ten tene getirilmesi, hem bebeğin kolostrum kokusunu almasını sağlamakta hem de içgüdüsel olarak yapılan bu ilk beslenme bebeğin nasıl emeceğini öğrenmesi için ilk adım olmaktadır.
Emzirme sadece bebek için değil anne için de öğrenilen bir durumdur. Bu doğaçlama yapılan ten tene temas her iki taraf için de bu öğrenme yolcuğunun ilk adımıdır.
Ayrıca nasıl ki doğumdan sonraki ilk 2 saat bebek için direkt emme refleksinin çok yoğun olduğu bir dönemse, annenin memesi de bu ilk emzirmeye en uygun durumdadır. Çünkü doğumdan hemen sonra henüz annenin memesi sütle dolmamıştır ve bu nedenle yumuşaktır. Bu durum bebeğin memeye rahat yanaşmasını ve memeyi rahat kavramasını sağlar.
İlk emzirme kısa sürelidir. Uzun olmaz. Genel olarak bebek bu dönemde kısa süreli ama sık aralıklarla beslenme ister. Neyse ki yenidoğanın sıvı ihtiyacı bu dönemde fazla değildir. Bazı bebeklerin bu ilk emzirmede memeye olan ilgisi daha az olabilir bunun hiçbir önemi yoktur, önemli olan azda olsa çok kıymetli olan kolostrumun bebeğe ulaşmasıdır.
Bu ilk günlerde yenidoğanda normal olarak biraz kilo kaybı olabilir. Bu kilo kaybının nedeni doğum eylemi sırasında vücutta biriken sıvının yani ödemin atılmasıdır. Bu nedenle bu ilk günlerde bebeğinizin sıvı ihtiyacı da çok fazla olmayacaktır. Bu dönem sıvı atılma dönemidir (halk arasında ki tanımı bebek şişini attı). O çok az miktarda bulduğunuz kolostrum, kan şekerinin düşmesini engelleyecektir. Yani özetle anne bu ilk günlerde miktara bakmadan bebeğini emzirmeye devam etmelidir. O ilk 3-5 günden sonra bebeğin sıvı ihtiyacı artmaya başlar ve bu esnada da annenin sütü kolostrum içeriğinden daha kıvamlı, beyaz süt formuna geçer. Miktar olarak da bebeğin ihtiyacı oranında artmaya başlar.
Özellikle doğumdan ilk 48 saatlik süre sonrasında kolostrumun miktarı belirgin şekilde artar.
Yani aslında özetle söylemek istediğim; birçok anne ilk 3 gün göğüslerinin boş olmasından ve sütünün gelmemesinden o kadar çok yakınır ki. Birde bunun üzerine hastaneden taburcu olduğu döneme kadar olan o ilk 48 saatte günlük tartı alımlarında bebeğinin kilo kaybettiğini gördükçe daha da moralini bozmakta ve depreşe olmaktadır. Bu durum ilerleyen dönemde annenin sütünü gelmesini engellemekte ve anne bebek bağı olumsuz şekilde etkilemektedir.
Oysa ilk 3 gün zaten bebeğin sıvı ihtiyacı yoktur. Tam tersine doğası gereği sıvı atacaktır. İlk 5 gün olan tartı kayıpları olağandır ve “fizyolojik sıvı kaybı” olarak adlandırılır.
Ayrıca anne memesinin boş olması da zaten olması gereken olağan süreçtir ki bebek o ilk temasta rahatça memeyi tutabilsin. Anne, bebeği doğduktan sonraki ilk ten tene temastan sonra bebeğini sık aralıklarla emzirmeye devam ettiğinde her şey zaten yolunda gidecektir.
Unutmayın doğumdan sonra yaşam içgüdüseldir ve yaşamanın birinci ve vazgeçilmez kuralı beslenmektir. Siz bebeğin o içgüdüsel davranışlarına cevap verdiğiniz sürece her şey yolunda ilerleyecektir.
Sağlıkla kalın
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı – Kocaeli
KAYNAK: American Academy of Pediatrics – AAP