Çocuklar neden bize göre daha fazla ateşli hastalık geçirir?

Dr-Sibel-Tugral-bebeklerde-ateş-yüksek-ateş-grip - kocaeli çocuk doktoru“Çocuklar neden bize göre daha fazla ateşli hastalık geçirir?” sorusu ile ilgili olarak birçok aile “çocuğumun bağışıklığını nasıl güçlendiririm?” diye de sorar. Kullanılan hiçbir ürün en azından şu an için aslında çocuğunuzu bir mikroptan tam olarak koruyamaz.

Bizim bağışıklık sistemimizin mikroplar ile savaşan bölümünün mikrobu öldürmeye çalışırken kullandığı mekanizmalar vardır. Bunların bazıları doğumda zayıftır ve bebek büyüdükçe gelişir. Örneğin hücresel immünite adını verdiğimiz bölümü 3. yaştan sonra güçlenmeye başlar.

Dolayısı ile sorduğumuz sorunun cevaplarından biri buradadır. Yani özellikle ilk üç yaşta bağışıklık sistemi çok güçlü değildir ve çocuk büyüdükçe güçlenir.

Bağışıklığımızı güçlendiren en önemli unsur kişinin mikroplar ile yavaş yavaş tanışması ve hastalıkları geçirmesidir. Örneğin kızamık hastalığını geçiren bir çocuk kızamığa karşı tam bağışıklık kazanır ve bir daha ömür boyu kızamık hastalığına yakalanmaz. Buna doğal bağışıklık denir. Kişi hastalığı geçirmeden önce o mikroba karşı aşılanırsa o mikroba bağışıklık kazanır bunun adı da aşı ile kazanılmış bağışıklıktır.

Yenidoğan bir bebek henüz hiçbir hastalık ile karşılaşmamıştır. Dolayısı ile vücudu bir mikrop ile karşılaştığı zaman o mikrobu tam olarak tanımaz tanışması ve ne yapacağına karar vermesi zaman alır. Bir çocuk büyümekte iken yavaş yavaş mikroplarla tanışır. Tanıştıkça bağışıklık kazandığı mikrop sayısı artar. Bu durum onun bağışıklığını güçlendirir.

Örnek mi? Beta hemolitik streptokok boğaza yerleşen bir mikroptur. Ateş ve boğaz kızarıklığı yapar. Aynı mikrobun 40 adet alt tipi vardır. 3 yaşındaki bir çocuk bu alt tiplerden hiçbiri ile karşılaşmadığı için hepsini geçirme ihtimali vardır. Böylelikle beta taşıyan bir insandan mikrop ona kolayca bulaşır.  Aynı çocuk 10 yaşında geldiğinde hepsini değilse de bu beta mikrobunun birçok alt tipini geçirmiştir. Sadece geçirmediği alt tiplerin ona bulaşma ihtimali vardır.

 

Bebeklerin bağışıklık sistemleri ve mikropla mücadele yetenekleri yaş arttıkça güçlenir.

 

Çocuklar doğduklarında kısmen de olsa annenin daha önce geçirdiği enfeksiyonların, anneye bıraktığı bağışıklık ürünlerinin anne karnında iken bebeğe geçmesi nedeni ile bazı hastalıklara karşı bağışıklığı vardır.  Annenin geçirdiği hastalıkların anneye sağladığı doğal bağışıklık doğumdan sonra bir süre bebeğini o hastalıktan korur.

Örnek mi? Kızamığı geçirmiş bir anne bu bağışıklığı gebelik sürecinde bebeğine aktarır ve ilk 9 ay bebeğini kızamıktan koruyabilir. 9. aydan sonra bu koruyuculuk giderek azalır ve bebek aşılanmazsa kızamık mikrobunun ona kolaylıkla bulaşma ihtimali vardır. Dolayısı ile doğan bir bebek çok az sayıda bu şekilde mikroba karşı bağışıktır. Bebeklerin bağışıklık sistemleri ve mikropla mücadele yetenekleri yaş arttıkça güçlenir. Yani “çocuklar neden bize göre daha fazla ateşli hastalık geçirir?” sorusunun bir cevabı burada yatar.

Genel olarak 0-3 ay aralığı ateşlenmeleri biz çocuk hekimlerini de çok tedirgin eder. Çünkü bağışıklık sistemleri çok zayıftır, mikrop kapmaya çok hazırdırlar ve daha kötüsü bulaşan bir mikrobun hızla ilerleyip bebeği kötüleştirme ihtimali de daha yüksektir.

Örnek mi? RSV (respiratuvar sinsityal virüs)  6 yaşındaki bir çocukta ya da bizlerde sadece ateş ve boğaz kızarıklığı yaparken 0-3 ay bebeklerde direk akut bronşiolit ya da RSV pnömonisi (zatürreye) dönme ihtimali vardır. Dönme ihtimali ise diğer yaş gruplarına göre çok daha yüksektir.

Biz çocuk doktorlarının ateş nedeni ile ve ateşin nedenini bulmak amacı ile en çok kan tetkikleri aldıkları dönem 0-3 ay aralığıdır. Bu dönemde basit bir boğaz iltihabı ile başlayan olan çok kolay ciddi bir enfeksiyona dönme ihtimali bulunur.

Sonuç olarak demem o ki; “bebek ne kadar küçükse aile o kadar hızlı bir şekilde çocuk doktoruna başvurmalı en azından ciddi bir enfeksiyon olmadığı konusunda emin olunmalıdır.”

 

Bebeğin ilk ateşlenme yaşı ailenin dinamiklerine göre değişir.

 

Aslında bebek doğduktan sonra yavaş yavaş etraftaki mikroplar ile karşılaşır ve bağışıklık sistemi mikropları tanımaya başlar. Bebeğinizin ilk ateşlenme yaşı biraz ailenin dinamiklerine göre değişir. Ailenin ilk bebeği ise, aile genel olarak izole yaşan çekirdek aile formatında ise doğan bebeğin 0-3 yaş aralığında ateşli hastalık geçirme ihtimali zayıftır. Ama ailenin 2. ya da 3. bebeği ise ilk çocukları okula gidiyorsa doğan bebeğin ilk 1 yaşta ateşli bir hastalık geçirme ihtimali yüksektir.  Eğer anne ve/veya baba sağlık çalışanı, öğretmen, asker ya da polis gibi kalabalık ve enfeksiyon riski yüksek gruplar ile teması olan bir ebeveyn ise doğan çocuğun ilk 1 yaşta ateşli hastalık geçirme ihtimali yüksektir. Beraber ise bu ebeveynin çocuğuna mikrobu taşıma ihtimali daha fazladır. “Çocuklar neden bize göre daha fazla ateşli hastalık geçirir?” sorusuna başka bir cevap da budur.

Evde geçirilen ilk 3 yaştan sonra kreşin ilk yılı ile beraber enfeksiyon sıklığı artar. Ailelerin ateşli hastalık anlamında en çok yorulduğu, çocuğumun bağışıklık sisteminde bir sorun mu var diye en çok sorguladıkları yıl kreşin ilk yılıdır. Oysa; o zamana kadar olabildiğince steril yaşamış, bağışıklık sistemi hiçbir mikrobu tanımamış bir çocuğun kendi yaşıtlarının arasına girdiği yıl çocukluk çağında görülen bulaşıcı hastalıkları sıra ile geçirmesi kadar olağan bir şey olamaz.

Kreşin ilk yılı ortalama ateşli enfeksiyon sayısı 5-6 dır. Bunların birçoğu o anda toplum içinde salgın yapan infleunza (grip), beta (grupA beta hemolitik streptokok), el ayak ağız hastalığı vb. mikroplardır. Ancak bir mikrobun kliniği tamamlanıp iyi olduğu için tekrar kreşe giden bir çocuğun aradan diğer mikrobu geçirmekte olan arkadaşından yeni bir enfeksiyon kapması kreş ortamının kaderidir. Dolayısı ile hastalığın biri biterken diğeri başlar.

Bu zor geçen 3-6 yaş aralığının ardından hem bağışıklık sisteminin güçlenmesi hem hemen bir çok mikrobun geçirilmesi ile kazanılan doğal bağışıklık sayesinde ateşli enfeksiyon sıkılığı belirgin şekilde azalır.

Bu 6 yaşından sonra azalan ateşli enfeksiyon sıklığı bir çocuğun yaşının doğal sürecidir. Ama birçok aile bunu kullandığı bir ürüne pekmez, bal, c vitamini, beta glukan gibi (liste böyle uzuyor) bağlar.

Bugüne kadar tıp biliminin özellikle kanıtladığı bağışıklığı güçlendirir ya da hastalık sayısını azaltır dediği bir ürün ya da ilaç aslında yoktur. Ürünlerin birçoğu henüz tam kanıtlanmamış alternatif tıbbın ürünleridir. Bunlardan bazılarının aslında faydasından çok zararı olabilmektedir. Örneğin C vitamini ya da D vitamini aşırı kullanımı yatkın kişilerde böbrek taşı oluşumuna neden olabilmektedir.

Bağışık güçlendirmek ve kendimizce çocuğumuzun ateşli hastalık sayısını azaltmak amaçlı kullanılan tüm ürünlerde en azından bir çocuk doktorunun fikri alınmalıdır.

 

Sevgi ve sağlıkla kalın,

Uzm. Dr. Ayşe Sibel Tuğral

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı – Kocaeli

BİZE ULAŞIN
Tüm sorularınız ve randevu için
bizi arayabilirsiniz.
KOCAELİ'NDEYİZ
https://kocaelicocukdoktorum.com/wp-content/uploads/2020/11/harita.jpg
ANLAŞMALI SİGORTA
FİRMALARI
Anlaşmalı sigorta firmalarımızın listesine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
BİZİ TAKİP EDİN
Çocuk sağlığı ve hastalıkları konusunda, güncel makalelerimiz, çocuk sağlığı ile ilgili paylaşımlarımız için bizi takip edin.
BİZE ULAŞIN
Tüm sorularınız ve randevu için bizi arayabilirsiniz.
KOCAELİ'NDEYİZ
https://kocaelicocukdoktorum.com/wp-content/uploads/2020/11/harita.jpg
BİZİ TAKİP EDİN
Güncel makalelerimiz, çocuk sağlığı ile ilgili paylaşımlarımız için bizi takip edin.
Sohbete başlayalım
Merhaba! Size nasıl yardımcı olabiliriz?